Abhazya’daki Estonlar
19 dk okuma süresi

Abhazya’daki Estonlar

Estonya: Bir Göç Ülkesi

[Rus – ] Kafkas Savaşı’nın (1864) bitmesi ve Abhaz nüfusunun büyük bir kısmının sürgün edilmesinin ardından, Abhazya, Çarlık Rusya’sında kolonizasyon için önemli bir hedef haline geldi. Bu süreçte Yunanlar, Ruslar, Moldovyalılar, Ermeniler, Bulgarlar, Gürcüler/Megreller, Almanlar ve Estonlar da dahil olmak üzere birçok milletten insanlar Abhazya’ya yerleşti.

Göç başlamadan önce, Estonyalılar yüzyıllar boyunca büyük oranda yerleşik köylü bir topluluktu. On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar, Estonya’dan dışarıya yapılan göçler, nüfusun sadece yüzde üç ila dört civarında bir kısmını oluşturuyordu ve az sayıda olan bu göçmenlerin çoğu Rusya içinde yaşamaktaydı. Etnik yaşam alanlarının dışında yaşayan Estonyalıların sayısının az olmasının nedenlerinden biri de serflikti. On üçüncü yüzyılda gerçekleşen yabancı işgaller sonucu Estonya halkı serfliğe düşmüş ve toprak, çoğunlukla Alman kökenli olan üst sınıfın eline geçmişti.

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Abhazya’da Estonlar

Büyük Kuzey Savaşı’ndan (1700-1721) sonra Estonya, Rus Çarlığı’nın egemenliği altına girdi. 1816 ve 1819 yılları arasında Estonya’da serflik kaldırıldı; köylüler artık tam anlamıyla köle değillerdi, ancak topraklar hala malikane sahiplerine aitti ve köylüler hayatta kalmak için bu topraklarda çalışmaya devam etmek zorundaydılar. Ayrıca, hareket özgürlükleri vilayet sınırları ile kısıtlandı. Estonyalı köylülerin toprak sahibi olmalarına, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında yürürlüğe giren yeni köylülük yasaları sayesinde izin verildi. Bu yasalar aynı zamanda köylülere göç etme fırsatı da sağladı.

Estonya’dan göç üç dalga halinde gerçekleşti. İlk dalga 1850’lerde başlayıp sonraki on yıllar boyunca Kırım ve Samara’ya devam etti. İkinci dalga, 1880’lerde insanların Kafkasya’ya, Rusya’nın merkezine ve Sibirya’ya göç etmesiyle meydana geldi. Üçüncü dalga ise 1907’den 1910’lara kadar Kuzeybatı Rusya ve Sibirya’ya yönelikti. Göçü teşvik eden başlıca faktör, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı ve yirminci yüzyılın başlarındaki Rus devletinin yerleşim politikasıydı. Devletin toprakları on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında neredeyse yüzde yirmi oranında genişlemişti.

Kolonizasyon politikasının ardındaki motive edici faktörler çeşitlilik gösteriyordu. Bir yandan yöneticiler, yeni topraklarında iktidarlarını güvence altına almak istiyorlardı, diğer yandan iskan, devletin diğer bölgelerindeki yoğun nüfus baskısını hafifletmek amacıyla kullanılıyordu. Avrupa Rusya’sından geniş çaplı göç, 1861’de köylüleri serflikten kurtaran bir yasanın yürürlüğe girmesiyle başladı.

Ancak, Estonya ve Livonya eyaletlerinin köylüleri (Livonya eyaleti, 1876’ya kadar Rus İmparatorluğu’nun ve Baltık Genel Valiliği’nin bir parçasıydı – ç.n.), birkaç on yıl önce serflikten kurtulmuş olmaları nedeniyle daha erken göç etme fırsatına sahipti.

Abhazya’daki Eston Yerleşimlerinin Başlangıcı

1880’lerde, o zaman iki bölgeye ayrılmış olan Abhazya’da bir dizi Estonya köyü kuruldu: Yukarı ve Aşağı Linda ile Sohum ve Soçi bölgelerindeki Estonya, Salme ve Sulevi. Estonyalılar ayrıca Sohum ve Gagra şehirlerinde de yaşamaktaydılar. 1886 yılının sonunda Sohum ve Karadeniz bölgelerinde 846 Estonyalı yaşamaktaydı. (1926’da Abhazya topraklarında 1633, 1939’da ise 2282 Estonyalı bulunuyordu.)

Geleneksel olarak Estonya’daki köylüler çavdar, arpa, buğday ve yulaf yetiştiriyorlardı. Ancak, iklim koşulları ve Kafkasya’daki pazar durumu geçim kaynaklarında değişikliklere neden oldu. Geleneksel ürünler 19. yüzyılın sonunda mısıra yerini bıraktı. 20. yüzyılın başlarında mısırın dünya pazarındaki fiyatı düşünce, artık meyve yetiştiriciliğine odaklanıldı. Sohum bölgesindeki Eston yerleşimlerinde ana ürün şeftali, Soçi bölgesinde ise siyah erikti. Daha sonra tütün de yetiştirilmeye başlandı.

Abhazya’daki Estonlar
1880’lerin ortalarından itibaren Estonya köyünün haritası. Fotoğraf: Üllas Erlich, 1996.

Eston köylerinde kültürel yaşam aktifti. Yerleşim yerlerinde korolar ve bandolar bulunuyordu ve hatta 1914 yılında Sohum’da, diğer Eston yerleşim yerlerinden ve anavatan Estonya’dan sanatçıların da katıldığı bir Eston şarkı festivali düzenlendi. Abhazya’daki Estonyalıların çoğu Lüteriyen kilisesinin üyeleriydi. Estonya ile kültürel bağlar güçlüydü: Estonya’dan gazeteler Eston yerleşimlerine gönderiliyor, Estonya’dan okul öğretmenleri geliyordu. Öğretmenlerin bir diğer görevi de Eston yerleşimlerindeki kültürel yaşamı teşvik etmekti.

Estonyalı yerleşimciler toplumunda kültürel yaşamı organize eden, anavatan Estonya ile bağları güçlendiren ve köylerdeki folkloru toplamak ile anıları yazmak için bir muhabir ağı düzenleyen aktif okul öğretmenlerinden biri, Yukarı Linda yerleşimindeki August Martin’di. Martin, Abhaz siyasi yaşamında da rol oynamıştı.

Abhazya’da Estonlar
Bu tipteki bir ev Estonya köyündeki (Aşağı Linda’daki Konno aile evi) ilk evdi. Muhtemelen August Kaevats’ın 1925 tarihli bir fotoğrafı.

August Martin (1893-1982) Abhazya’da

Martin, siyasi nedenlerle Estonya’da öğretmenlik yapmasının yasaklanmasının ardından 1915 yılında Abhazya’ya geldi. Aktif bir birey olan Martin, Yukarı Linda köyü ve Sohum’daki Estonyalıların kültürel ve ekonomik yaşamını düzenlemeye başladı. 1916’dan itibaren, Sohum Estonya Ekonomi Derneği’nin yönetim kurulu üyesi olarak ve aynı zamanda Yukarı Linda köyü Eğitim Derneği’nin başkanı olarak görev yaptı. 1917’de, Güney Kafkasya’daki Estonya yerleşimlerinin konsey başkanı seçildi.

Rusya’da devrimlerin ve iç savaşın yaşandığı bu dönem, sınır komşusu ülkeler için büyük önem taşıyordu. Estonya 1918’de bağımsızlığını ilan ederken, Abhazya da aynı yıl ulusal bağımsızlığını geri kazandı. Ancak, 1918’de Gürcü Menşevikler Abhazya topraklarını ilhak etti. 1919’un başlarında, Abhazya Halk Konseyi’nin üçüncü dönemi için seçimler yapıldı.

Sohum bölgesindeki üç köyde yaşayan Estonyalı yerleşimciler kendi aday listelerini oluşturdu ve August Martin, hem Estonyalıların hem de diğerlerinin desteğiyle Abhaz Halk Konseyi’ne seçildi. Abhazya Halk Konseyi’nde (1919 baharında yeniden adlandırıldı) muhalefette, Abhazya’nın bağımsızlığını savunanlarla işbirliği yapan tek üyeli bir kolonist fraksiyon oluşturdu. August Martin, 1918 yazından itibaren Gürcü militanlar tarafından işgal edilen Abhazya’daki Abhaz yanlısı düşünceleri ve faaliyetleri nedeniyle, Abhaz yurtseverler arasında benzer düşünen insanlar buldu, ancak parlamentodaki Gürcü Menşevik çoğunluk tarafından şiddetli muhalefetle karşılaştı. Gürcistan İçişleri Bakanı Noi Ramişvili, Martin’e siyasi görüşlerini değiştirmesi için baskı yaptı ama başarılı olamadı. Martin, Abhaz halkının egemenlik taleplerini desteklemeye devam etti.

Abhazya Halk Konseyi, 1921 yılının Mart ayında Bolşevik güçler Abhazya’yı işgal edip Sovyet iktidarını ilan ettiklerinde feshedildi. August Martin, 1921 Mayıs’ında Estonya’ya dönmek üzere Abhazya’dan ayrıldı ve öğretmenlik mesleğine devam etti. 1920-30’lu yıllarda, Sovyetler Birliği ile sınır devletleri arasındaki ilişkiler, ideolojik nedenlerle zayıftı ve sınırların kapatılmasıyla bu ülkeler arasındaki temaslar neredeyse tamamen kesildi. Martin daha sonra 1958 yılında Abhazya’yı ziyaret etti ve burada 1930’ların Büyük Terör yıllarında bazı eski meslektaşlarının öldürüldüğünü öğrendi.

Büyük Terör Yıllarında Abhazya’daki Estonlar (1937-1938)

1930’ların Sovyet yetkilileri tarafından gerçekleştirilen çeşitli aşamalardaki kitlesel baskıların en kapsamlısı, 1929’da başlayan tarımın kolektifleştirilmesi sırasında kırsal nüfusun girişimci ve müreffeh kesiminin kulak (varlıklı köylü – ç.n.) olarak damgalanması ve ardından yaklaşık 2 milyon insanın baskı altına alınmasıydı.

1937-1938 yıllarındaki kitlesel operasyonlar, Stalinist baskıların zirvesiydi. Bu operasyonlarda NKVD yaklaşık 1.575.000 kişiyi tutukladı ve 681.692’si kurşuna dizildi.

Bu baskıların büyük çoğunluğu, kamuoyundan gizli tutulan kitlesel operasyonlar sırasında gerçekleşti. Bu operasyonlar öncelikle “ulusal operasyonlar” ve “kulak operasyonları” olarak adlandırılıyordu. Sosyal kökenin belirleyici olduğu kulak operasyonlarında, Gürcistan SSC NKVD’si tarafından 55 Estonyalı tutuklanıp mahkum edildi, bunlardan 37’si idam edildi ve 18’i hapis cezasına çarptırıldı. Ulusal operasyonlar sırasında ise 16 Estonyalı mahkum edildi, 11’i idam edildi ve 5’i hapis cezasına çarptırıldı. Troyka (üç kişilik gizli mahkeme -ç.n.) kararlarına ek olarak, Çarlık dönemi ve Sovyet elitinin temsilcilerini hedef alan Stalinist listeler de bulunuyordu. Mayıs 1937’den Kasım 1938’e kadar Gürcistan SSC’deki Stalinist listelere altı Estonyalı dahil edildi ve hepsi idam edildi. Estonyalılar, tarımın kolektifleştirilmesine karşı eylemler, Sovyet karşıtı propaganda ve anavatanları Estonya ile bağları nedeniyle suçlandılar. NKVD, Abhazya’daki Estonyalıları köylerinde karşı-devrimci örgütler kurmakla suçladı. NKVD’nin iddialarına göre, yakın gelecekte başlayacak bir savaşta, Estonyalı karşı-devrimci örgütlerin üyeleri, Estonya yerleşim yerlerinde bir ayaklanma düzenlemeye ve Batılı askeri güçler için sabotaj ve istihbarat eylemleri yaparak Batı ordularının Abhazya’ya müdahalesini desteklemeye hazırdı.

Ulusal operasyonlarda hedef alınan kişiler, geldikleri ülkeler adına casusluk yapmakla suçlandılar. 1937 yazında Abhazya’da sahnelenen bir Alman-Estonya casusluk ağının “ortaya çıkarılması”, NKVD’nin bir “ortaya çıkarma operasyonu” sırasında 63 kişinin tutuklanmasına yol açtı. Tutuklanan kişiler, Almanya ve/veya Estonya adına uzun süreli casusluk yapmakla suçlandılar. Çoğu idam edilen Estonyalıların yanı sıra, bazıları hapis cezasına çarptırıldı; ancak birçok durumda hapis cezası da ölüm cezasıyla eşdeğer olabilirdi, çünkü sadece birkaç Estonyalı esir kamplarından kendi köylerine dönebildi. Abhazya’daki elit Estonlar, paralel yürütülen kulak ve milliyetler operasyonları sırasında yok edildi. Bunlar, Çarlık döneminde yerel Estonya ekonomik ve kültürel faaliyetlerini desteklemiş ve anavatanları Estonya ile bağlantılarını sürdürmüş bireylerdi.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda 1944 yılında Sovyetler Birliği Estonya’yı ilhak etti. Çarlık döneminde olduğu gibi, Estonya ve doğusundaki diaspora yerleşimleri yeniden aynı devletin parçası oldu. Takip eden yıllarda birçok Estonyalı Abhazya’dan Estonya’ya geri döndü. Estonya ve Abhazya arasındaki temaslar yakındı – birçok Estonyalı kurum ve işletmenin Abhazya’da tatil merkezleri vardı, hatta bazıları oradaki Estonya köylerindeydi. Birçok Abhazyalı Eston, dönüşümlü olarak Abhazya ve Estonya’da yaşadı; Abhazya’da yaşayanların çoğu Estonya’da ürünleri ve çiçekleri için bir pazar buluyordu

Gürcü-Abhaz savaşı (1992-93) ve Abhazya’daki Estonlar

Abhazya’daki Estonyalılarla yaptığım görüşmeler, kanlı savaşın, Estonların Gürcistan’a yönelik tutumlarını olumsuz yönde etkilediğini gösterdi. Savaş sırasında Gürcistan, saldırgan ve tehlikeli bir komşu olarak algılandı ve bu algı bugün de geçerlidir. Savaş anılarının anahtar kelimesi korkudur; bu, savaş sırasında sürekli olarak silahlı çatışmalar, roket saldırıları ve bombardımanlar sırasında hissedilen bir duygudur. Gürcüler saldırganlıkla suçlanırken, vatanlarını savunan Abhazlar ve Abhazya’nın diğer sakinleri ise röportajlarda haklı çıkarılıyor. Savaştan sağ kalanların hikayelerinde yansıtılan ve açıkça Gürcü karşıtı olan özgürlük mücadelesi anlatısı, Abhazya’da aşılanan tarihi imaja yansıyor. Bu imaj, medya tarafından da destekleniyor. Anıların benzer tonunu belirleyen bir diğer faktör de psikolojik: Geçmiş hakkında konuşurken, insanlar onunla barışmaya çalışır. Kişisel tercihler, bir kişinin yaşam hikayesinde mantıklı bir yerde bulunmalıdır. Çeyrek yüzyıl önce insanlar, savaşın sonucunu bilemezken tercihlerini yapmışlardı. Savaş sırasında Estonyalılar, Abhazya’da kalmak ya da ayrılmak arasında seçim yapmak zorunda kaldılar. Birçok Estonyalı erkek, Gürcü işgalcilere karşı, yerel Ermenilerin oluşturduğu bir taburda savaştı.

Silahlı çatışmaların olduğu her durumda olduğu gibi, 1992 sonbaharında Gürcistan ve Abhazya arasında çıkan savaş da mülteci sorununu ortaya çıkardı. İsrail’in Abhazya’daki Yahudileri İsrail’e, Yunanistan’ın etnik Yunanları Yunanistan’a tahliye etmesi gibi, Estonya Cumhuriyeti de Estonları Abhazya’daki savaş bölgelerinden tahliye etmeye karar verdi. Bu, yeniden bağımsız olan (1991) Estonya Cumhuriyeti için ilk insani yardım misyonuydu. Çoğu Abhazya’nın Sohum bölgesinden olmak üzere, 170 Estonyalı ve aile üyeleri yapılan üç uçuşla (23-24 Ekim, 29-31 Ekim ve 21-23 Kasım) Estonya’ya getirildi. Kurtarma operasyonunun genel koordinasyonu Estonya Göç Kurulu’na verilirken, Kurtarma Kurulu ekibi de önemli işleri üstlendi. Her iki kurum da yeni kurulmuştu ve operasyon sırasında kendilerini en iyi şekilde göstermeye çalıştılar.

Estonya’ya ulaşan 170 tahliye edilen kişinin 42’si çocuk, 20’si emekli yaşta, geri kalanı ise çalışma çağındaydı. Bu durum, genellikle gençlerin ayrıldığını, yaşlıların ise çoğunlukla evde kaldığını gösteriyor.

Bu durum, beklenmedik bir şekilde Estonya’nın hızlı bir geri dönüş politikası geliştirmesi gerekliliğini ortaya çıkardı ve bu operasyon Estonya medyasında büyük ilgi gördü. Geri dönüş, tahliye edilen kişiler için barınma koşulları oluşturulmasını ve bir entegrasyon politikasının varlığını gerektirdi – bu olaylar, o dönemde tartışma için zemin sağladı.

Kriz bölgesinden Estonya’ya gelen kişilerin toplam sayısı, 1992’de tahliye edilenlerle sınırlı değildi. 1992’den 2001’e kadar Abhazya’dan gelen mültecilerin toplam sayısı, Estonyalıların aile üyeleri dahil, 570 kişiydi. Bu, birçok kişinin Estonya devletinin tahliye operasyonundan bağımsız olarak Estonya’ya seyahat ettiğini gösteriyor. Birkaç yıl sonra Abhazya’dan Estonya’ya taşınan Estonlarla yapılan röportajlar, onların ev kavramını daha çok Abhazya’daki köyleriyle ilişkilendirdiklerini ortaya koydu. Dönenlerin çoğu Estonya’da adaptasyon ve entegrasyon konusunda zorluklar yaşadı. Bazıları daha sonra Abhazya’ya, kendi köylerine geri döndü.

Günümüzde, Abhazya’daki Estonyalıların çoğunluğu Psou [Псоу, Estonca adı Salme] ve Pshouhua [Пшоухуа, Estonca adı Sulevi] köylerinde yaşıyor – 2015 itibarıyla resmi sayıları 114 kişi. Eski Eston köyleri Yukarı ve Aşağı Linda artık yok. 1992-1993 savaşı, bu köylere son darbeyi vurdu. Estonyalılar ayrıca Sohum, Gagra ve Agudzera şehirlerinde de yaşıyorlar. Dopuket [Допукыт, Estonca adı Estonya] köyünde ise çok az sayıda Estonyalı yaşıyor.

Sonuç

Abhazya’daki Estonya köyleri 130 yıldan fazla bir süre önce kuruldu. İlk on yıllarda, diaspora Estonya’daki kültürel alanla bağını Eston(ya) gazetelerine abone olarak, okul öğretmenleri getirerek ve anavatandaki akrabalarla düzenli olarak yazışarak sürdürdü. Ancak, Bolşeviklerin Abhazya’da iktidarı ele geçirmesi ve Estonya’nın imparatorluktan ayrılarak bağımsız bir devlet olmasıyla bu bağlar kesildi. Bu olayları takip eden iki on yıllık süreçte, Abhazya’daki Estonyalı diaspora ile Estonya arasındaki iletişim eskisi kadar verimli olmadı. Sovyetler Birliği’nde etnik azınlıklar, kültürel ifade özgürlüğünden mahrum bırakıldı ve bu durum genellikle kültürel ve ekonomik liderlerin fiziksel olarak yok edilmesine yol açtı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Estonya’ya Abhazya’dan birçok geri dönüş dalgası yaşandı; bunların sonuncusu Gürcü-Abhaz Savaşı sırasında ve sonrasında gerçekleşti. Anavatanın kültürel alanından uzun süreli ayrılık, diasporada ve anavatanda farklı zihniyetlerin gelişmesine neden oldu. Ayrıca, farklı iklim koşulları geri dönüş sonrası adaptasyonu zorlaştırdı. Abhazya’dan gelen birçok Estonyalı, Estonya’da iyi bir şekilde adapte olmuş olsa da, bu herkes için geçerli değildi. Bazıları, kendilerini evlerinde hissettikleri Abhazya’ya geri döndü.

Aivar Jürgenson

Tallinn Üniversitesi, Estonya, İnsani Bilimler Okulu’nda Kıdemli Araştırma Görevlisi.

Bu makale ilk olarak 2019 yılında AbkhazWorld websitesinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir