“ABAZA” ETNONİMİNİN RUS VE ADIGE DİLLERİNDEKİ ÇAĞRIŞIMI*
15 dk okuma süresi

“ABAZA” ETNONİMİNİN RUS VE ADIGE DİLLERİNDEKİ ÇAĞRIŞIMI*

C.N. KOKOV   L.C. KOKOVA

*******
Camaldin Kokov – Rus Dili ve Genel Dilbilim Bölümü Profesörü
“Kabardey-Balkar H. M. Berbekov Devlet Üniversitesi”,
Nalçik, e-mail: koko30@mail.ru
Leila Kokova – Rus Dili ve Genel Dilbilim Bölümü Doçenti
“Kabardey-Balkar H. M. Berbekov Devlet Üniversitesi”,
Nalçik, e-mail: koko30@mail.ru   

*******

Makalede, Kuzey ve Batı Kafkasya’nın en bilinen etnonimlerinden biri olan “Abaza”nın çağrışımları ele alınmaktadır. Etnonim üzerine örtüşen ek anlamlar, bazı durumlarda etnonimle bağlantılı, diğerlerinde ise rastlantısal konuşma halinin bir ürünüdür. Doğal olarak ek araştırma gerektiren eşyazımların ortaya çıktığı durumlar da söz konusudur.

Anahtar sözcükler: etnonim, çağrışım, adlandırma, ikincil anlam, rastlantısal anlam.

*******

Kafkas bilimcileri, antik ve ortaçağ yazarları tarafından kabul gördüğü üzere “Abaza” sözcüğü bir etnonimdir. Abaza dilini konuşanların Kuzey Kafkasya’daki sayısı 27 bin, Türkiye’de – 10 bin kişi [10: 7]. Mihail Thaytsuhov’a göre, Abazaların Rusya Federasyonu’ndaki toplam sayısı 38 bin kişidir [12:10].

Abaza isminin orijinali esas alındığında, vurgu bazı yayınlarda görüldüğü üzere kelimenin sonunda değil, kelimenin ortasında olmalıdır.

Farklı tarihi dönemlerde bu terim, N. G. Volkova’nın tanımına göre hem toplayıcı bir “çatı” hem de dar bir “etnik” anlama sahip olmuştur

. Bu isim, bir etnonim olarak 12.-15. yüzyıllardaki Rus vakayinamelerine “Obez” biçiminde yansımıştır. 16.-18. yüzyıllara ait yine aynı kaynaklar, Obezler (Abaza) olarak Kuzey Kafkasya halkını kastetmektedir [2: 51-52].

18. Yüzyılda Türk kaynaklarında Abaza adı, toplayıcı manada bir etnonim olarak algılanmıştır. Evliya Çelebi, Karadeniz kıyısında Tuapse’den Migrelya’ya kadar olan bölümü, güneydoğudaki dağlık kesimde yaşayan nüfusla birlikte Abazalara dâhil etmiştir… Evliya Çelebi, eserinde Kuzey Kafkas Abazalarını Biberdler ve Dudarıkolar gibi mahalli grupların isimleri ile adlandırmıştır [2: 53].

Adıge (Çerkes) Ansiklopedisinde bulunan Z. Kojev ve D. Prosolov tarafından kaleme alınmış “Geleneksel Adige dünyası” adlı makalede Abaza etnonimi ile ilgili şunlar belirtilmektedir: “Adıgeler tarafından ortak çatı isim şeklinde “Abaza” adıyla bilinen Ubıhlar, Sadzlar ve komşuları 15.-19. yüzyıllarda Batı Çerkesya’da meydana gelen karmaşık ve dinamik etnik süreçlere dâhil olmuştur” [1: 116]. Burada bahsedilen süreçlerin karmaşıklığı ve dinamizmi, belirtilen etnik grupların 19. yüzyılın 60’lı yıllarında Kafkas Savaşı sonrası muhacir olmaları, önce Osmanlı Devleti’ne sonrasında ise ondan ayrılan ülkelere ve varisi olan Türkiye’ye göç etmeleri ile bağlantılıdır. Bu, kanaatimizce “Abaza” etnoniminin, büyük olasılıkla rastlantısal nitelikte olan, ancak bazı sözlüklerde yer edinen ikincil bir “anlamının” ortaya çıkması için objektif şartları oluşturmuştur.

“Abaza” etnonimi, Adıge kabilesi “Abadzehe” (Abzeh) adının temelini oluşturmuştur: Abaza köküne eklenen yer biçimleyici -h, Abzehlerin dağlı Abazaların daha aşağısında yerleşimine işaret etmektedir [4:458]. “Abaza” sözcüğünün yapısını irdeleyen dilbilimci Sara İonova, ünlü Abaza bilim adamları N. Ekba ve Z. Ekba’nın tezlerine atıfta bulunmaktadır: “Abaza” kelimesinin eski ve orijinal anlama sahip kök bir sözcük olduğunu varsaymaktayız. Kelime iki bağımsız sözcükten oluşmaktadır. İlk kısım olan “aba” oldukça şeffaf biçimde “baba” ve “vatan” manasını vermektedir. Kelimenin ikinci kısmını oluşturan “za/dza” ise “su” anlamını taşımaktadır. Böylece, “Abaza” muhtemelen “su kenarında doğmuş, yaşayan” anlamını ifade etmektedir”.

Bu görüşe Sara İonova şunları eklemektedir: “… Abadza (Aşkarıwa diyalektinde) terimine “ıslak” veya “sulu yer” anlamındaki bğadza biçiminde Abaza dilinin Tapanta lehçesinde de rastlanmaktadır”. [ayrıntılı bkz.: 3: 10-15].

Genç tarihçilerden Denis Guapiya, etnonimin diğer etimolojik yansımalarından bazılarını internet sayfasında derlemiştir: Şalva İnal-ipa’ya göre “Abhaz”, “Abaza” ve “Apsua”, aynı etnonimin biçim değişimidir. Huhut Bgajba ise eski Abhaz etnonimi olan “Abazgi” ve “Apsil” topluluklarının aynı kökene sahip olduğu kanaatindedir. Sözcüğün içerdiği “bz/ps” bileşeni “su” manasındadır. N. Yakovlev ise pse “hayat” / “ruh” ile psı –“su” sözcüğünün aynı kökenli olmasından hareketle Abaza’nın “insan, yaşayan insan” anlamını verdiğini belirtmektedir.

Abhaz tarihçi A. Papaskir, “Eski Rus Kaynaklarında Obezler ve Abhazya Tarihinin Sorunları” adlı kitabında, Abhaz-Adıge etnonimlerinin anlamlarını, ayrıca hem etnik grupların hem de adlarının iç içe geçme yollarını yansıtan çok sayıda kaynağı analiz etmiştir [8]. Kaynakçanın ayrıntılı bir incelemesinden sonra, Mihail Thaytsuhov şu sonuca varmıştır: Abaza terimi 13. yüzyıldan itibaren yazılı kaynaklarda gözlemlenmektedir. [12:54].

V. Radlov, M. Vasmer ve B. Unbegaun imzalarını taşıyan sözlüklerde Abaza maddesinin karşılığı olarak yansıyan anlamlar (“anlaşılmaz konuşan” vd.), muhtemelen yukarıda belirtildiği üzere, Kafkas kabilelerinin Türkiye’ye toplu göçü döneminde söz konusu ülkede meydana gelen rastlantısal durumları yansıtmaktadır.

Şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Neden özellikle “Abaza” etnoniminin sözlüklere giren ikincil anlamı ön plana çıkmıştır? Bunun en yüksek olasılıkta iki açıklaması bulunmaktadır: 1) Abaza muhacirlerinin sayısının fazla olması; 2) Fonetik olarak spesifik “zor” sesleri içermeyen Abaza etnik isminin K’emguey, Hak’uıtsu, Bjeduğ ve Natıhuay gibi diğer muhacir grupların isimlerinden farklı olarak Türkçe’de daha kolay telaffuz edilebilir ve algılanabilir olmasıydı.

Türk dilinde “Abaza” sözcüğü için ortaya çıkan “anlamların” ikincil niteliği, öncelikli olarak, aynı semantikle kendi sözcüklerinin sahip olduğu ve halen bulunduğuna işaret etmektedir. Bu arada Abhaz-Adıge dillerindeki bu kelimeler Türkçe vasıtasıyla benimsenmiş olup [13:66, 150], etimolojik olarak “Abaza” sözcüğü ile alakaları bulunmamaktadır. Burada, adlandırmanın temelini “çevredekilerin dilini konuşmayan”, “anlaşılmaz konuşan” ve “dilsiz” anlamlarındaki sözcüklerin oluşturduğu durumlara benzer bir durum ortaya çıkmaktadır.

Örneğin, Kabardey-Çerkes dilinde konuşmayan insanlar için kullanılan “bzemuk” (‘ses çıkarmayan’ / ‘dilsiz’ (adam)) şeklinde özel bir sözcük bulunmaktadır. Bunu, Alman halkının Rusça adlandırması ile karşılaştıralım. Vasmer’in tanımına göre Rusça’daki “Nemets” (Alman), “belirsiz, anlaşılmaz şekilde konuşan adam” ve “yabancı” manalarına gelmekteyken Bulgarca “Nemets” ise “dilsiz” demektir. Türk’ün Abazaca, Abaza’nın ise Türkçe konuşmadığı bir durumda, konuşma net veya anlaşılır olamazdı. Göçmenlerin etnonimi ile ilişkilendirilen anlamları bundan kaynaklanmaktadır.

“Abaza” etnonimi, akraba ve akraba olmayan halkların antropolojisinde de kendine yer edinmiştir. Abâze (Abazov) soyadı, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde 40 kadar yerleşim yerinde mevcuttur. Bu soyadın Abaza köylerine göre Kabardey köylerinde daha sık kullanılması [3:254] anlaşılabilir ki bu, isimlerin ayırt edici işlevinden kaynaklanmaktadır.

Günümüzde Kabardeylerin bir çoğunun soyadları, Abaza kökenlerine işaret eden yapılarıyla ilişkisini devam ettirmektedir: Lou, Trama, Aşaba, Aşiboko, Marşan, Çım, Bala, Nır, Saralp, Lıh, Lafiş vd. [ayrıntı için bkz: 5].

Thaytsuhov’un gözlemlerine göre, Abaza ve Kabardey-Çerkes soyadları (modern Rusça yazılımında) ortak kökene sahiptir: Bagov, Bicev (Bijev), Kokov, Tambiev, Kurjev, Kuraçinov (Kuraşinov), Şarmetov, Huranov, Şaov ve birçok diğerleri [12: 142-151].

“Abaza” sözcüğü, bazı Rus soyadlarının da temelini oluşturmuştur. Bu soyadına sahip bazı önde gelen kişilere, F. Brokgauz ve İ. Efron’un “Resimli Ansiklopedik Sözlüğü”nde (yeni baskısı. Moskova: EKSMO, 2006. s. 5)” şu sözlük maddeleri ayrılmıştır:

Abaza Aleksandr Ageeviç, 1821-1881, Maliye Bakanı;

Abaza Viktor Afanaseviç, 1834-1898, Korgeneral;

Abaza Nikolay Saviç, 1837-1901, Tıp alanında bilim adamı;

Abaza Konstantin Konstantinoviç, 1841-1945, Yazar ve öğretmen.

Bu kişilerin soyağacının incelenmesinde fayda bulunmaktadır.

12. Yüzyıl Arap gezginlerine ve ayrıca günümüzün bilim adamlarına atıfta bulunan Thaytsuhov, “Abaza” etnonimini soyadı olarak benimseyen [12: 354-361] ve Memlük Beyleri, Osmanlı komutanları ve çeşitli ülkelerden bilim adamları ve sanatçıların uzun bir listesini vermektedir. Yazar 18.-19. Yüzyıl Rus devletinin soyluları arasındaki “Abaza” soyadını taşıyanların da ayrı bir listesini düzenlemiştir [12: 362-363].

“Abaza” etnonimi ile ilgili çağrışımlardan bahsederken, aynı kökenden türeyen “rüzgâr” türlerinden birine işaret eden boyut da görmezden gelinmemelidir. Bu olgu, E. Murzaev’in “Milli Coğrafya Terimleri Sözlüğü” de dâhil olmak üzere birçok referans kitaba yansımıştır: “ABAZA, Karadeniz’de ve Tuna’nın aşağı akımında şiddetli doğu rüzgârıdır… Kafkas sahili tarafından esmektedir.” İsim, muhtemelen “Abaza/Abazin” etnonimi ile ilişkilidir. Sözlükteki görüş mantıklı bir şekilde ve “muhtemelen” girişi olmadan beyan edilmektedir. Bu manadaki bir diğer deyiş de, “Abhazya tarafından esen rüzgâr” şeklindedir. [7: 36]. Bu görüşü, rüzgârın düz anlama göre adlandırıldığı diğer durumlar da desteklemektedir. Örneğin, Beştau [Pitagorsk]’ın güneyinde yaşayan Kabardeyler, kuzey rüzgârını bu dağa göre beştouj “Beştau rüzgârı”, “Beştau’dan esen rüzgâr” olarak tanımlamaktadır.

Abakan Nehri ve Hakasya’daki Abazá (son heceye vurgulu) şehrinin adı üzerinde ayrıca durulmalıdır. 1966 yılında şehir statüsünü alan bu yerleşim birimi, “Abaza” etnonimi ile ilişkilendirilmekle kalmamakta, sakinleri de zaten “Abaza” olarak adlandırılmaktadır [6:19]. Günümüz yer adları sözlüklerinde belirtilen kentin adına yer verilmemektedir. Belki de Kafkas etnonimi ile doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu ismin sözel biçimine Kafkas “Abaza” etnoniminin belirli bir etkisinin olduğu kabul edilebilir. Muhtemelen Hakasça Abaza adı, bu dilde alegorik anlamı “ayı” olan veya Yenisey’in sol kolu Abakan nehrinin adındaki gibi etnonim olan aynı “aba” öğesini içermektedir [ayrıntılı bkz: 9:51].

Son olarak, bazı Asya ülkelerindeki gibi Kafkasya’da 7,7 gr gümüş ağırlığındaki “Abaz” madeni parasının dolaşımda bulunduğu belirtilmelidir. Madeni para 18. yüzyılın ilk çeyreğinde basılmış ve dönemin İran Şahı Büyük I. Abbas’ın (1558-1628) adını yaşatmıştır.

Farsça abbasi Rus diline iki biçimde girmiştir: Bahse konu etnonim ile çağrışımlı “Abaz” ve şahın adına daha yakın olan “Abbas”. Puşkin ilk seçeneği kullanmıştır: “Karşılaştığım ilk kişi beni valiye götürmek için gönüllü oldu ve bunun için benden bir ‘abaz’ istedi” (Erzurum Yolculuğu). Kabardey-Çerkes dili tarafından özümsenen ikinci biçim ise ‘apesı’ adlı 20 kapik [Rus kuruşu] tutarındaki madeni paradır. Şah Abbas’ın adı da (Arapça “mahzun”, “kaba”) bu dilde var olmaktadır. Adıge fonetik şemasında ise he ile başlayan diğer birçok isim gibi “köpek” anlamına gelen  “Hebas” (Habas), şeklinde bir totem sözcük bulunmaktadır.

Görüldüğü üzere, gümüş madeni paranın adının “Abaza” etnonimi ile hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.

Böylece, “Abaza” kelimesi, en çok bilinen Abhaz-Adıge dilsel ve etnografik birliği gruplarından birine işaret eden bir etnonim olarak gelmiş ve varlığını devam etmektedir. Söz konusu etnonimin yabancı dil ortamında ikincil bir “anlamının” oluşması, türünün tek örneği olmasa da, rastlantısal niteliktedir.

Bu ikincil durumda adlandırmanın temeli herhangi bir etnik gruba yahut coğrafi ortama aidiyetten çok, rastlantısal veya deyim yerindeyse durumsallıktır. Bu şekilde adlandırma, A. Superanskaya’nın “Öz isimlerin ikincil kullanımı ile özel isimler” olarak belirttiği tanımlama şeklinden önemli ölçüde farklıdır [11: 27].

Rüzgârın “Abaza” etnonimi ile adlandırılması istisnai bir durum değildir. Bu bağlamda etnonimler söz konusu doğa olayının yönünü ve kaynağına işaret ederek, diğer durumlardaki yer adlarıyla aynı işlevleri görmektedir.

“Abaza” etnoniminin yer adı şeklinde eşyazımı, nadir de olsa rastlanan bir gerçektir. Rusya halklarının benimsediği farklı dillerden yer adlarının yazımı, bu tür adaş isimlerin ortaya çıkması ve kullanılması için uygun koşulları yaratmaktadır.

KAYNAKÇA:

  1. Adıge (Çerkes) Ansiklopedisi, Başeditör: Prof. M.A. Kumahov, Moskova 2006, s. 1241.
  2. Volkova N., Kuzey Kafkasya’nın Etnonimleri ve Kabilelerin İsimleri, Moskova 1973, s. 208.
  3. İonova Sara, Abaza Soyadları ve İsimleri, Çerkessk 2006, s. 480.
  4. Kokov C., “Adıge Antroponimi”, Seçilmiş Eserler (2 Cilt), C. 2, , Nalçik 2001, s. 526.
  5. Kokova L., “Kabardey-Çerkes Antroponimisi ve Yabancı Dil fonetiği”, Aile Damgaları, Nalçik 2012, s. 146-185.
  6. Levaşov E., “Coğrafi isimler ve bunlardan türetilen sıfatlar”, Halklarının isimleri (Referans Sözlük), St. Petersburg 2000, s. 604.
  7. Murzaev E., Milli Coğrafya Terimleri Sözlüğü, Moskova 1984, s. 653.
  8. Papaskir A., Eski Rus kaynaklarında Obezler ve Abhazya Tarihinin Sorunları, Sohum 2005, s. 547.
  9. Pospelov E., Toponimik Sözlük, Moskova 2005, s. 330.
  10. Sovyet Ansiklopedik Sözlük, Ed. A.M Prohorov, Moskova 1982, s. 1600.
  11. Superanskaya A., “Duyumsal – Adbilim”, Ortak ve özel isim, Moskova 1978, s. 208.
  12. Thaytsuhov Mihail, Abazinler- Antik ve Ortaçağ tarihinin sayfaları, KÇDÜ, Çerkessk 2006, s. 400.
  13. Şagirov A., Adıge (Çerkes) Dillerinin Etimolojik Sözlüğü, Moskova 1977, s. 290.

_______________________________
* Kuzey Osetya K.L. Hetagurov Devlet Üniversitesi Bülteni, Sosyal Bilimler, No: 4,  2014.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir